Adli Kontrol Kararına İtiraz, Kaldırılma Talebi, Şartları

Adli Kontrol Kararına İtiraz | Adli Kontrol Kararına İtiraz Dilekçesi – Adli Kontrol Şartı Nedir – Adli kontrole itiraz nereye yapılır ? bu yazımızda adli kontrol tedbiri, şartları ve adli kontrol kararına itiraz süreci üzerinde durduk.
Adli Kontrol Kararına İtiraz Nedir?
Tutuklama tedbirinin bir alternatifi olan adli kontrol tedbiri, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile hukukumuza getirilen yeniliklerden birisidir. Tutuklama kararı şüpheli veya sanığa uygulanacak en ağır tedbir niteliğindedir. Bu sebeple tutuklamanın ortaya çıkaracağı sakıncaları önlemek ve telafisi mümkün olmayan sonuçlara meydan vermemek için adli kontrol tedbirlerine başvurulmaktadır. Yani şüpheli ve sanığın tutuklama yerine yurtdışına çıkmamak veya imza atmak gibi tedbirlerle kontrol altına alınmasıdır.
Ceza Muhakemesi Kanununun 109ncu ve 115nci maddeleri arasında düzenlenen bu koruma tedbiri, Fransız Ceza Muhakemesi hükümleri dikkate alınarak getirilmiştir. Tutuklamanın kişi özgürlüğüne ağır bir müdahale oluşturması sebebiyle, tutuklama ile ulaşılmak istenen amaca daha hafif bir tedbirle ulaşmak ölçülülük ilkesinin gereği olması hasebiyle adli kontrol bu amaca hizmet edebilmek için getirilmiş bir kurumdur. Kanun adli kontrol adı altında bir dizi tedbirler öngörmüştür. Bunlar:
- Şüphelinin yurtdışına çıkmasının yasaklanması,
- Hakim tarafından belirlenen yerlere, belirtilen süreler içinde düzenli olarak başvurması (karakolda imza atması),
- Belirlenen taşıtları kullanmaması ve gerekli görülür ise kaleme makbuz karşılığından sürücü belgesini teslim etmesi,
- Uyuşturucu veya uçucu maddeler ile alkol bağımlılığından arınmak amacıyla hastaneye yatmak dahil, tedavi veya muayene tedbirlerine tabi tutulması,
- Gerekli görülürse belli bir miktar güvence miktarının yatırılması (kefalet),
- Aile yükümlülüğünü yerine getireceğine ve adli kararlar gereğince ödemeye mahkum edildiği nafakayı düzenli olarak ödeyeceğine dair güvence vermesi,
- Konutunu terk etmemek,
- Belirlenen yer veya bölgelere gitmemek
Hakim somut olaya göre yukarıda saydığımız tedbirlerin birine veya birkaçına karar verebilir.
Adli Kontrol Kararı Verilmesinin Şartları
CMK 109ncu maddesinin birinci fıkrasına göre; “Bir suç sebebiyle yürütülen soruşturmada, 100 üncü maddede belirtilen tutuklama sebeplerinin varlığı halinde, şüphelinin tutuklanması yerine adlî kontrol altına alınmasına karar verilebilir”.
6352 sayılı Kanunda yapılan değişiklikten sonra adli kontrol kararı verilmesi için, suçun kanunda yazılı cezasının türü veya miktarı önemsiz hale gelmiştir. Bu sebeple ceza ne olursa olsun diğer şartların varlığı halinde adli kontrol kararı verilebilir. Adli kontrol verilebilmesi için bu üç şartın olması gerekmektedir. Bunlar:
- Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunması,
- Bir tutuklama nedeninin bulunması,
- Tutuklama tedbirinin somut olayda orantısız olması.
Kanun maddesi adli kontrol kararı verilebilmesi için 100ncü maddede belirtilen tutuklama sebeplerinin bulunması gerektiğinden bahsetmektedir. Çünkü adli kontrol kararı da bir nevi kişi hak ve hürriyetlerini sınırlandırmaktadır. Yani adli kontrol kararı verilebilmesi için tutuklamada olduğu gibi kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunması gerekir.
Tutuklama kararı verilirken adli kontrol kararının yetersiz bulunması gerekmektedir. Hakim tutuklama kararı verirken bu yetersizliği neden uygulamadığını yani adli kontrol kararını neden uygulamadığını gerekçesiyle birlikte belirtmesi gerekir.
Adli Kontrol Kararını Kim Verir? Kim Kaldırır? İtiraz Mercii
Adli kontrol kararı, soruşturma evresinde savcının talebi üzerine sulh ceza hakimi tarafından verilir. Kovuşturma evresinde ise adli kontrol kararını elbette mahkeme makamı tarafından resen verilebileceği gibi savcının ya da diğer tarafların talebi üzerine verilebilir. Adli kontrol kararını kaldırmaya yetkili makam ise soruşturma evresinde sulh ceza hakimi, kovuşturma evresinde mahkeme yetkilidir.
Şüpheli veya sanığın adli kontrol kararının kaldırılması veya içeriğinin değiştirilmesi için talep hakkı vardır. Şüpheli veya sanık böyle bir talepte bulunduğu vakit mahkeme makamı kararını 5 gün içinde vermek zorundadır. Mahkeme bu kararı vermeden önce savcının görüşüne başvurur.
Adli Kontrol Kararına İtiraz Dilekçesi Örneği
CMK 111. Madde’de belirtilen yargıçlık makamları kararlarına kanunda aksi bir düzenleme bulunmadıkça itiraz edilebilir. Yinr CMK 267. madde gereği Mahkeme makamına ilişkin kararlara ise ancak kanunda açıkça izin verilen hallerde itiraz mümkündür.
Soruşturma evresinde, adli kontrol kararının uygulanmasına ilişkin talebi reddedilen Cumhuriyet Savcısı, CMK 267. madde gereği itiraz edebilir. Suçtan zarar gören de Cumhuriyet Savcısı gibi adli kontrol kararını uygulanmasına ilişkin talebin reddine karşı itiraz edebilir. Aynı şekilde şüpheliler de adli kontrol kararının kaldırılmasına ilişkin olarak yaptıkları taleplerinin reddi halinde itiraz edebilirler. Şüphelinin müdafisi, yasal temsilci veya eşi de adli kontrol kararının kaldırılmasına ilişkin taleplerinin reddi halinde itiraz edebilirler.
Kovuşturma evresinde, sanığın, müdafinin veya eşinin adli kontrol kararının kaldırılmasına dair yaptıkları taleplerin reddine ilişkin karara itiraz edebileceğidir. Fakat kovuşturma evresinde Cumhuriyet Savcısı veya katılanın adli kontrol kararının kaldırılmasına yönelik verilen mahkeme kararına karşı itiraz edemeyecektir.
Adli kontrol kararlarına itiraz hususunda, CMK’nın 111nci maddesinde, itirazın usulüne ilişkin bir belirleme yapılmadığından, Kanunun 268. maddesi ve devamı hükümleri dikkate alınacaktır. Buna göre, şüpheli/sanık, müdafii, yasal temsilcisi ve eşi öğrenme tarihinde itibaren, yedi gün içinde adli kontrol kararını veren mercie karşı itirazlarını bildirebilir. Kararı veren mercii, itirazı haklı bulması halinde, kararı düzeltecek; aksi takdirde en geç üç gün içinde, itirazı incelemeye yetkili mercie dosyayı gönderecektir. İtirazı incelemeye yetkili mercii, itirazı yerinde görürse, itiraz konusu hakkında da karar verecektir.
Yukarıda arz ve izah edildiği üzere adli kontrol kararına itiraz dilekçesi itirazı değerlendirecek olan merciye gönderilmek üzere kararı veren merciye hitaben yazılmalıdır. Örnek vermemiz gerekirse Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliği’nce verilen şüphelinin ikamet adresinde bulunan kolluk birimine haftada 3 gün imza atması adli kontrolünün kaldırılması için itiraz dilekçesi Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliği’ne gönderilmek üzere Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliği’ne diyerek oluşturulmalıdır. Bu mahkeme aşamasında ise Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmek üzere Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne diyerek yazılmalıdır. Burada adli kontrol kararına itiraz dilekçesi örneği tarafımızca paylaşılmayacaktır. Şöyle ki her suç, her vaka kendi içerisinde bambaşka özelliklere sahiptir. Hal böyle iken her kapıyı açacak mahiyette bir dilekçe yoktur. Bu çerçevede her somut vakada suça ve yaşananlara özgü olarak ayrıca durumu izah edilecek şekilde dilekçe hazırlanması gerekmektedir.
Adli Kontrol Kararının Şüpheli / Sanık Tarafından Yerine Getirilmemesi
CMK’nın 112. Maddesine göre adli kontrol kararını kasten yerine getirmeyen şüpheli veya sanık hakkında yetkili ve görevli yargılama makamı ‘’hemen’’ tutuklama kararı verilebilir. Bu kararın verilmesinde hükmedilecek hapis cezasının süresi göz önünde bulundurulmaz. Bu hüküm azami tutukluluk süresinin dolması nedeniyle verilen adli kontrol tedbirinin ihlali halinde de uygulanabilir.
Sonuç olarak adli kontrol, Anayasal bir ilke olan ölçülülük ilkesinin hayata geçirilmesi amacıyla, tutuklamanın yarattığı ağır sonuçların, kişi özgürlüğünü daha az etkileyen bir tedbire başvurmak suretiyle, bertaraf edilmesi için getirilmiş bulunmaktadır.
Adli Kontrol Kararının Kaldırılması Talebi
Adli kontrol kararının kaldırılması talebini anlamak için önce adli kontrol kararının ne olduğunu bilmemiz gerekmektedir. Adli kontrol kararı, tutuklama sebeplerinin var olmasına rağmen şüpheli veya sanığın denetim altına alınarak tutuklama kararının ikamesi olan bir koruma tedbiridir. Hâkim, şartların varlığı halinde tutuklama tedbiri yerine “adli kontrol şartıyla” şüpheli veya sanığı denetime alarak serbest bırakmaktadır. Adli kontrol tedbiri, şüpheli veya sanığı adli kararla ancak idari yolla (imza yükümlülüğü, yurt dışına çıkış yasağı vs.) kontrol altına almaktır. Adli kontrol kararı sulh ceza hakimliğince veya mahkemelerce karar verilir.
Adli kontrolu kaldırma talebi bir nevi itirazdır. İtiraz da bir kanun yoludur. Adli kontrol kararı da itiraz kanun yoluna başvurulması için uygun nitelikler taşımaktadır. İtiraz, mahkeme yahut hâkimin verdiği kararı başka bir mercinin yeniden gözden geçirilmesini sağlar.
CMK m.111/2 gereği adli kontrol kararlarına itiraz edilebilmek mümkündür. Bu durumda Cumhuriyet savcısının görüşünü almak suretiyle hâkim veya mahkeme m110/2’ye göre 5 gün içinde karar verebilecektir. Adli kontrol kararına itiraz son değişen yargı paketiyle birlikte tebliğden itibaren 2 haftadır. İtiraz olmasa bile şüpheli veya sanığın adli kontrol yükümlülüğünün devamının gerekliliğini tespiti amacıyla dört ay aralıklarla; soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısının istemi üzerinde sulh ceza hâkimi, kovuşturma evresinde ise re’sen mahkeme tarafından karar verilir. (CMK m. 110/4)
Kefaletle Tahliye Adli Kontrol Tedbiri (CMK 113)
Uygulamada kefaletle tahliye olarak adlandırılan belli bir güvence verilmesi de bir adli kontrol çeşididir. Şüpheli veya sanık belli güvenceler göstermek suretiyle adli kontrol altına alınabilir. Mezkûr güvence aşağıda yazılı huşuların yerine getirilmesini sağlar:
1. Şüpheli veya sanığın tüm usul işlemlerinde, hükmün infazında veya diğer yükümlülükleri yerine getirmek üzere hazır bulunması.
2. Aşağıda gösterilen sırayla ödemelerin yapılması;
– Katılanın yaptığı yargılama masrafları, suçun neden olduğu zararlar ve eski hale getirme
– Kamusal giderler
Yargılamada ve cezada alenilik ilkesi gereği şüpheli veya sanığı güvence göstermeye zorunlu kılan kararlarda güvencenin miktar ve neden ödeneceği ayrıntılı ve açıkça yazılmalıdır.
Soruşturma Aşamasında Verilmiş Olan Adli Kontrol Kararı Kovuşturmada Sürer mi?
Soruşturma aşamasında savcılığın talebiyle ve şartları da oluştuysa sulh ceza hakiminin kararı ile adli kontrol tedbiri uygulanmaktadır. Anca soruşturma aşamasında verilen adli kontrol kararı kovuşturma aşamasında re’sen devam etmez.
Dava açıldıktan sonra, yani kovuşturma aşamasında, davaya bakan mahkeme tarafından adli kontrolun devam ettiğine yönelik bir karar çıkmadığı sürece adli kontrol uygulanamaz. Ancak uygulamada davaya bakmakla görevli mahkeme tarafından düzenlenen tensip zaptında adli kontrolün devamına yönelik bir karar aldığı görülmektedir. Bu karar alınmasa dahi talep edilerek adli kontrolün devamına karar verilebilmektedir.
Adli Kontrol Şartıyla Serbest Kalan Kişi Tutuklanır mı?
Adli kontrol kararı yukarıda da bahsettiğimiz üzere Cumhuriyet savcısının talebiyle verilmektedir. Ancak hâkim bu taleple bağlı değildir. Bundan dolayı adli kontrol kararıyla serbest kalan kişi hakkında cumhuriyet savcısı tutuklama talebiyle itiraz edebilmektedir. Veya adli kontrol kararıyla serbest bırakılmasın talebiyle serbest kalan kişi şartları varsa tekrar tutuklanabilmektedir.
Adli kontrol kararına uymayan (imza atmayan, yurt dışına çıkan vs.) şüpheli veya sanık m.112/1 gereği tutuklanabilir. Ancak bunun tam tersi bir adli kontrol süreci geçiren şüpheli veya sanık tutuklanamaz.
CMK m. 112/1: “Adlî kontrol hükümlerini isteyerek yerine getirmeyen şüpheli veya sanık hakkında, hükmedilebilecek hapis cezasının süresi ne olursa olsun, yetkili yargı mercii hemen tutuklama kararı verebilir.”
Adli Kontrol Kararının Sona Ermesi
Adli kontrol kararının süresi hakkında eskiden bir hüküm bulunamamaktaydı. 8/7/2021 tarihli EK ile bu durum değişmiş ve adli kontrolün tavan süresi düzenlenmiştir.
Ağır Ceza Görevine Girmeyen İşlerde: En çok 2 yıl + gerekirse 1 yıl daha.
Ağır Ceza Mahkemesinin Görevli Olduğu İşlerde: En çok 3 yıl + gerekirse en fazla 3 yıl,terör işlerinde ise en fazla 4 yıldan fazla uzatılamaz.
Bu süreler çocuklar için yarı oranında uygulanır.
Adli Kontrol Kararında Elektronik Kelepçe
Adli kontrol şartıyla serbest bırakılan şüpheli veya sanıklara elektronik kelepçe takılması mümkündür. Adli kontrol kararının niteliğine göre yükümlünün evinde veya evin çerçevesinde serbestçe hareket edebileceği alalar belirlenmelidir.
Şayet elektronik kelepçe açılırsa sistem alarm vermektedir. Elektronik kelepçenin açılması veya belirlenen alanın dışına çıkılması da adli kontrolün gereğinin yapılmaması anlamına gelmektedir. Bu halde yükümlülük ihlali oluşursa şüpheli veya sanığın tutuklanması mümkün olabilecektir.
Adli Kontrol Kararı Sicile İşler mi?
Adli sicil kaydı, kesinleşmiş mahkûmiyet kararına dayanılarak kişiler hakkında ceza ve güvenlik tedbirlerinin kaydedildiği sisteme denilir. Adli kontrol tedbiri, bir ceza mahkumiyeti veya kesinleşmiş mahkeme kararı ilke hükmedilen diğer bir hüküm çeşidi de değildir. Bu nedenle adli kontrol kararları adli sicil kaydına işlenmez
Adli Kontrol Tedbiri Yargıtay Kararları
“Adli kontrol koruma tedbiri nedeniyle açılan tazminat davasında, davacının durumunun Ceza Muhakemesi Kanuna göre değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira koruma tedbirleri nedeniyle tazminat istemini düzenleyen Ceza Muhakemesi Kanununun 141/1. maddesi tazminat ödenmesini kabul ettiği tedbir işlemlerini şu şekilde göstermiştir.
Bunlar:
a– )Yakalama
b– ) Tutuklama
c– ) Arama
d– ) El koyma
e– ) Kanuni gözaltı süresi içinde hakim önüne çıkarılmama,
f– ) Yakalama veya tutuklama işlemine karşı kanunda öngörülen başvuru imkanlarından yararlandırılmama,
Fıkradaki açık düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, adli kontrol, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi, gizli soruşturmacı ve teknik araçlarla izleme gibi koruma tedbirleri için tazminat ödenmesi kabul edilmemiştir.
Bununla beraber, somut olayda hakkında 9 yıl 1 ay 16 gün ( 3331 gün ) süre ile uygulanan yurt dışı çıkış yasağı adli kontrol tedbirinden dolayı davacının ( sanığın ) manevi olarak zarar gördüğü ve görmesi hayatın olağan akışına göre, tartışmasız ve aşikardır.
Genel olarak tutuklama sanığın yargılamada hazır bulunmasını, maddi gerçeğin araştırılmasını temin etmek veya yargılama neticesinde verilecek cezanın infazını sağlamak amacıyla başvurulan bir koruma tedbirdir. Bazı durumlarda tutuklama koruma tedbiri ile ulaşılabilecek sonuçlara daha hafif tedbirler yoluyla da ulaşılmak mümkündür. Adli kontrol tedbiri de uygulamada genel olarak sıkça başvurulan bu tedbirlerden bir tanesidir. 5271 Sayılı CMK’nın 109 ve devamı maddelerinde tutuklama tedbirinin oranlılık ( ölçülülük ) kriteri çerçevesinde ( CMK’nın 101/1. vd ) uygulamasını sağlamak amacıyla tutuklama koruma tedbirine alternatif bir koruma tedbiri olarak düzenlenen adli kontrol kurumu ile kişi özgürlüğünün en az şekilde sınırlandırılması yoluyla tutuklamanın sonuçlarına ulaşılması amaçlanmıştır.
Kısaca, adli kontrolün amacı tutuklama koruma tedbirinde de genel olarak öngörülen, şüpheli veya sanığın kaçmasını, saklanmasını veya delilleri karartmasını önlemek, tanık ve mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişimine engel olmak ve yargılamanın sağlıklı şekilde yapılmasını sağlamaktır. Tutuklama koruma tedbiri yönünden, başvurulan bu tedbirin ne kadar süreceği konusunda yasada azami bir kısım süreler belirlenmesine karşın, kanunda adli kontrol tedbirinin uygulanması açısından her ne kadar bir üst sınır belirtilmemiş ise de, bir koruma tedbiri olması nedeniyle, adli kontrol tedbiri de geçici olup, bunu haklı kılan şartlar ortadan kalkınca bu tedbirin de kaldırılması gerektiği kuşkusuzdur. Zira burada amaç, kural olarak kişi hürriyetini tam manasıyla sınırlandırmamak suretiyle veya daha geniş bir ifade ile kişinin belirlenen yükümlere uymak kaydıyla toplumsal ve bireysel yaşamını olağan şekilde sürdürmesine olanak sağlanmasıdır.
Bu kapsamda tazminat talebine konu edilen dava konusu somut olayda, davacı hakkında uygulanan adli kontrolün Anayasanın 13. maddesinde öngörülen temel hakların sınırlandırılmasında geçerli olan ölçülülük ilkesinin ihlal edildiği anlaşılmaktadır. Ölçülülük ilkesi, genel bir ilke olup, adli kontrol tedbiri kapsamında yer alan yükümler açısından da geçerli olan bir ilkedir. Adli kontrol kararının verildiği hallerde, tutuklama kararının niteliğine ve somut olayın koşullarına göre; şüpheli veya sanık, birey hak ve özgürlüklerine en az müdahaleyi gerektiren yükümlere ve soruşturma ve kovuşturma konusu suçun niteliğine uygun düşen tedbirlere tabi kılınmalıdır. Kısaca ölçülülük ilkesi, temel hak ve özgürlüklere müdahale söz konusu olduğunda sınırlamada başvurulan aracın, amacı gerçekleştirmeye yetecek ölçüde olmasını gerektirir.
SONUÇ : Tüm açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde, davacı hakkında uygulanan adli kontrol tedbiri nedeniyle oluştuğu anlaşılan zararın CMK’nın 141/1. maddesi kapsamında açıkça lafzi olarak belirtilmediği, ancak 18.06.2014 tarih ve 6546 Sayılı Kanun’un 70. maddesiyle CMK’nın 141. maddesine eklenen 3. fıkradaki “Birinci fıkrada yazan hâller dışında, suç soruşturması veya kovuşturması sırasında kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk hâlleri de dâhil olmak üzere hâkimler ve Cumhuriyet savcılarının verdikleri kararlar veya yaptıkları işlemler nedeniyle tazminat davaları ancak Devlet aleyhine açılabilir” şeklindeki düzenleme nazara alındığında, davacı ( sanık ) hakkında uzun süre uygulanan adli kontrol tedbiri açısından tutuklama ile serbest bırakma arasında düşünülen ve serbest bırakmanın oluşturabileceği zararları gidermek için uygulanan adli kontrolün bir aşamadan sonra seyahat özgürlüğünün sınırlandırıldığı, bu sınırlama ile kişi özgürlüğünün kısıtlanması olan tutuklama ile arasında bir derece ve yoğunluk farkı olduğu, davacıya uygulanan tedbirin seyahat özgürlüğünü kısıtlama tedbirini aştığı ve davacıyı özgürlükten yoksun bıraktığı, oranlılık ilkesinin ihlal edildiği, kanun ile belirlenen amacın dışına çıkıldığı ve uygulanan tedbirin ölçüsüz hale geldiğinin anlaşılması karşısında, davacı hakkında ilk kararın verildiği 23.02.2006 tarihinden sonra uygulanmaya devam edilen adli kontrol tedbiri nedeniyle davacı yararına ( hak ve nasafet ilkelerine uygun ) makul oranda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davacı lehine eksik manevi tazminata hükmedilmesi, Bozmayı gerektirmiş olup, davacı vekilinin ve davalı vekilinin temyiz sebepleri bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak, … Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda 09.07.2018 tarihli, 2018/1535 Esas, 2018/2243 Karar sayılı “düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine” dair hükmünün 5271 Sayılı CMK’nın 302/2. madde ve fıkrası uyarınca BOZULMASINA; bozma kararı doğrultusunda işlem yapılmak üzere 5271 Sayılı CMK’nın 7165 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8. maddesiyle değişik 304/2. maddesi uyarınca, dosyanın gereği için … Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE; 12.12.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”(YARGITAY 12. CEZA DAİRESİ E. 2023/4879 K. 2022/9807 T. 12.12.2022)
“Davacı hakkında uygulanan adli kontrol tedbiri nedeniyle oluştuğu anlaşılan zararın CMK’nın 141/1. maddesi kapsamında açıkça lafzi olarak belirtilmediği, ancak 18.06.2014 tarih ve 6546 Sayılı Kanun’un 70. maddesiyle CMK’nın 141. maddesine eklenen 3. fıkradaki “Birinci fıkrada yazan hâller dışında, suç soruşturması veya kovuşturması sırasında kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk hâlleri de dâhil olmak üzere hâkimler ve Cumhuriyet savcılarının verdikleri kararlar veya yaptıkları işlemler nedeniyle tazminat davaları ancak Devlet aleyhine açılabilir” şeklindeki düzenleme nazara alındığında, davacı hakkında kaldırılmış olmasına rağmen uygulanmaya devam edilen adli kontrol tedbiri nedeniyle davacı yararına (hak ve nasafet ilkelerine uygun) makul oranda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş, davacının talep dilekçesinde hükmedilen tazminat miktarlarına uygulanacak yasal faizinin başlangıcının belirtilmemiş olması nedeniyle faiz başlangıcının dava tarihinden başlatılmasında bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bu hususa ilişkin düzeltilerek onama isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.” (YARGITAY 12. CEZA DAİRESİ E. 2019/13827 K. 2021/1802 T. 22.2.2021)
Adli Kontrol İmza İhlali Cezası
İmza yükümlülüğünün başlaması için öncelikle yargı makamlarınca verilen adli kontrol kararının kesinleşmesi gerekmektedir. Daha sonra ilgili karar Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderilir. Müdürlük ilgili kararı kişiye tebliğ eder, bu tebliğ ile imza yükümlülüğü başlamış olur.
Adli kontrol kararının hükümlerini isteyerek ve haklı mazereti olmaksızın yerine getirmeyen şüpheli veya sanık hakkında yetkili yargı merci tarafından hemen tutuklama kararı verilebilir. İmza yükümlülüğü de adli kontrol kararının bir hükmü olduğundan bu halde de tutuklama kararı uygulanabilecektir.
Adli Kontrol Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Adli Kontrol Kararına İtiraz Nedir ?
Adli kontrol kararına itiraz soruşturma veya kovuşturma evresinde şüpheli veya sanığın tutuklanmasına seçenek bir güvenlik tedbiridir.
Adli kontrol kararına İtiraz dilekçesi nasıl yazılır ?
Adli kontrol kararına dayanak olan suç ve failin şahsi durumu detaylı bir şekilde açıklanarak adli kontrol kararının ağırlığı ifade edilmelidir.
Adli kontrol kararına İtiraz nereye yapılır ?
Adli kontrol kararına itiraz soruşturma evresinde sulh ceza hakimliğine, kovuşturma evresinde ise dosyanın bulunduğu görevli ceza mahkemesine yapılır.
Avukat Fatih Tahancı, 2015 yılında Hukuk Fakültesini tam burslu, onur öğrencisi olarak Ankara’da tamamlamıştır. Avukatlık stajını Ankara Barosu nezdinde; sigorta hukuku, tazminat hukuku, iş hukuku, icra hukuku ve idare hukuku konularına odaklanmış çeşitli avukatlık bürolarında staj yaparak tamamlamıştır. Avukat Fatih Tahancı Çankaya/Ankara’da bulunan Tahancı Hukuk Bürosu’nda avukatlık faaliyeti göstermektedir.
Ben bir şey soracağım.
Benim eşim geçen hafta Ankara’da uyuşturucu satma iddiasıyla torbacılıktan tutuklandı. Sincan cezaevine gönderildi. Benim kocam uyuşturucu satmıyor ama kullandığını da biliyorum. Ben eşim adına bir avukat ile anlaşsam hemen tutuklama kararına itiraz edilebilir mi? Kocam imza ile serbest bırakılır mı? Cezaevi çok kötüymüş korona var diye korkuyoruz. Teşekkürler.
Merhaba Eda Hanım,
Öncelikle çok geçmiş olsun. Umarız bu zorlu süreci ailecek kolay atlatırsınız.
Soruşturma dosyasını ve mevcut tüm delilleri detaylı olarak incelemek gerekmektedir. Yapılacak olan inceleme sonrasında doğru argümanlar ve hukuki alt yapı ile hazırlanacak olan tutukluluğa itiraz dilekçesi nihayetinde eşinizin tutukluluk kararının kaldırılarak adli kontrol ile salıverilmesi sağlanabilir. Bu çerçevede büromuzdan hukuki destek ve danışmanlık hizmeti alabilirsiniz. 0312 220 36 30 numaralı telefondan iletişime geçebilirsiniz.
Merhaba benim adli para cezasi ve taahhudu ihlal davasindan dolayi pasaportum iptal edilmis suan yurtdisinda calisiyorum adli kontrol olarak gozukuyo suan ne cek nede ihlal ettigim borcu kisa donemde odeme sansim yok turkiyeye donsem geri cikis yapamicam benim tekrar cikip calismam lazim borclarimi odemek icin nasil bi yol izlemeliyim esim mahkemeye basvurup adli kontrolu kaldrta bilirmi pasaportum tekrar gecerli olabilirmi
Borç ödenmeden bu yasaklar kalkmayacaktır.
Merhaba efendim benim ortağım vardı inşaat dekorasyon işi ile uğraşıyorduk ben iş bulup komisyon alıyordum bulduğum iş karşılığı oda bana 300 400 falan para gönderiyordu aramız bozuldu gitti beni mahkemeye verdi işini görecekmişim ve tehdit hakatet etmişim bu paraları delil olarak gösterdi bende savcılığa ifade verdim bu paraları iş karşılığı komisyon alıyorum dedim iş yapsam 300 400 çay çorba parası ile mi iş yapılır dedim savcı bana adlı kontröl verdi soruşturma aşamasında bende adlı kontröl itirazz etmek istiyorum
0 312 220 36 30 numaralı telefondan tarafımıza ulaşınız.
Babam 4 aydır cezaevindeydi ve iki hafta kadar önce adli kontrol imzası şartıyla bırakıldı. İlk imzasını bu çarşamba günü (18 Kasım) attı, itirazda bulunmak istiyoruz. Acaba nereye başvurmamız gerekiyor, mail üzerinden (elektronik) dilekçe yazılabiliyor mu, ilk imzayı dört gün önce attığına göre yedi günlük itiraz süremiz devam ediyor mu, itiraz edersek itirazımız kâle alınır mı, dilekçeyi nereye nasıl vermemiz gerekiyor, örnek dilekçenin nasıl yazıldığına dair bilgi verir misiniz? Ayrıca babam hiçbir suçu olmamasına rağmen 4 ay cezaevinde kaldı, bu durumda tazminat alma imkânımız var mı? Tazminat hakkında detaylı bilgi verirseniz çok seviniriz. Şimdiden teşekkür ediyor, cevabınızı çok acil bekliyorum. İyi çalışmalar diliyorum.
Merhaba,
Dosya hakkında herhangi bir bilgiye sahip olmadan buradan mütalaa vermemiz mümkün değildir.
Babanız için hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti için 0312 220 36 30’u arayınız.
merhaba Kolay gelsin 6136 dan dosyam açıldı Ve adlı kontrol ev hapsi Aldım Ve avukatım itiraz dilekçesini attım diye söyledi ama atmamış üzerinden 13 gün geçti Vekaleti başka avukata verdim Herhangi bi sorun olurmu itiraz dilekçesi için imzaya çevrilmesi icin
İyi günler hakkımda Ardahan sulh ceza hakimi adli kontrol verdi daha sonra dosya yetkisizlik ile İstanbul’a gönderildi hamile olduğum için adli kontrolun kaldırılması ile ilgili dilekçeyi nereye yazacağım.
İstanbul’a hitaben dilekçenizi yazıp veriniz.
Merhabalar ben dün akşam trafik kazası yaptım
İki bayan gidiyorlardı biri kaldırımda birisi yolun orta şeridinde izlerken bende araçla seyir halinde yanlarındab geçerken yolun ortasına yakın olan bayan biranda karşıya geçmeye kalktı ve benim kullandığım aracın sag tarafına çarptı trafik yayyayı yüzde yüz kusurlu bulup banada adli kontrol şartı verdi sonuç ne olur bilgilerinizi arz eder şimdiden teşekkürlerimi ve saygılarımı sunurım
Dosya bu haliyle devam ederse sorun olmayacaktır.
Iyi calışmalar
Dosyam yargıtayda. Hakkımda Bir senedir adli kontrol kararı uygulaniyor imza atiyorum. İtirazımı nereye yapabilirim
Hakkınızda karar veren mahkemeye yapın. Onlar gereğini yapacaktır.
Dosyam ilk sulh ceza mahkemesi tarafından adli kontrol kararı verildi 3 mahkeme tarafından yetkisizlik kararı verilerek merci tayini için yargıtaya gönderildi ve hakkımda 2 yıldır hiçbir ifade vermeden imza atıyorum benim hangi kime itiraz etmem gerekiyor
Sulh ceza hakimliğine tekrar itirazda bulunun.
Selamün aleyküm benim kavgadan bı dosyam vardı mahkeme bana adlı kontrol şartıyla serbestlik verdi her cuma imza atıyorum 3. İmzamı attım itiraz nereye edilir dilekçeyi kime vermem gerekir detaylı bilgi verirseniz çok sevinirim şimdiden teşekkürler
Merhaba,
Danışma hizmetimiz ücretlidir.
0 312 220 36 30 arayarak danışma hizmeti alabilirsiniz.
Saygılarımızla
Selamın aleyküm avukat bey ben 3 ay önce 19 eylülde konutunu terk etmeme cezası aldım adli kontrol itraz ettik ama halen bir mahkeme falan olmadı hala bekliyorum 105 gün oldu bu İŞkence ne zaman biter veya mahkeme ne zaman olur ?
Merhaba,
Danışma hizmetimiz ücretlidir.
0 312 220 36 30 arayarak danışma hizmeti alabilirsiniz.
Saygılarımızla
Merhaba mahkememizde tutuksuz yargılandık ancak ceza evinde kurula çıktı erkek arkadaşım başka dosyasında denetimdeydi kurul serbest bıraktı uygun gördü ancak savcılıktan red geldi bizde itiraz dilekçesi verdik itiraz dilekçesi incelenmesi bi sonuç gelmesi kaç günü bulur acaba
Kasten yaralama kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut deliller yazıyor. Adli kontrol aldım. Mahkeme gerceklesince tutuklama kararı verilebilir mi?
merhaba benim 2023 in 10 nuncu ayında aldığım yurt dışı yasağım var kararı veren Bakırköy 3.cu ascm dosyam ise istinafta 4.2 ceza da verdi adli kontrol kararını kaldırmak için nereye başvuruda bulunmam gerekiyor teşekkürler
merhaba iyi günler savcı hakkımda adli kontrol verdi müştekin Zararını karşıladım yurtdışı yasağı ve adli kontrol verdi her hafta pazartesi imza verdi bende itiraz ettim adli kontrol ve yurtdışı yasağımin kalması için mahkeme günü daha yok yardımcı olursanız sevinirim iyi günler