Aile Hukuku

2025 Nafaka Ne Kadar? 2025 Nafaka Hesaplama

istirak nafakasi 4351 2025 Nafaka Ne Kadar? 2025 Nafaka Hesaplama

Nafaka Hesaplama, İştirak Nafakası HesaplamaHangi Durumlarda Kesilir İştirak Nafakası Dilekçe Örneği konularına cevap olarak sizlere içerik hazırladık.

İştirak nafakası, boşanmanın mali sonuçlarından biri olup, uygulamada sıkça soru ve tereddütlere sebep olmaktadır. Biz de bu yazımızda, iştirak nafakasının mahiyetine, tanımına, nasıl nafaka hesaplanacağına, ne zaman biteceğine, kesinleşmeden icraya konulup konulamayacağına yer verilecek, ayrıca yazının sonunda iştirak nafakası talebine ilişkin bir de dilekçe örneğine yer verilecektir.

Maaşlara Göre Nafaka Hesaplama Tablosu 2025

Aylık Gelir (TL)Ortalama Nafaka Miktarı (TL)Yüzde
★ 5000 TL750 TL – 1250 TL15-25%
★ 10000 TL1500 TL – 2500 TL15-25%
★ 20000 TL3000 TL – 5000 TL15-25%
★ 50000 TL7500 TL – 12500 TL15-25%
★ 60000 TL9000 TL – 15000 TL15-25%
★ 100000 TL15000 TL – 25000 TL15-25%

İştirak Nafakası Davası

Anne ve baba çocuğun eğitim ve korunması için gerekli tüm masrafları birlikte üstlenirler.

Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır.” (TMK; m. 327/I)

Bu yükümlülük çocuğun ergin olmasına kadar devam etmektedir. Fakat eğer çocuk ergin olduğu hâlde eğitimine devam ediyorsa kural olarak eğitimin devamı müddetince de bu yükümlülük devam edecektir.

Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder.

Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.” (TMK; m. 328)

Çocuğun bakım, koruma ve eğitimi konusunda ana ve babanın yükümlülüğü velayet hakkından bağımsızdır. Çocuk için bu hak, ana ve baba için de bu yükümlülük soy bağından doğmaktadır. Bir başka ifade ile velayet hakkı ana ve babada olmasa bile anılan yükümlülükler devam etmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun konuya ilişkin maddesi şu şekildedir:

Velâyetin kaldırılması hâlinde ana ve babanın çocuklarının bakım ve eğitim giderlerini karşılama yükümlülükleri devam eder.

Ana ve baba ile çocuğun ödeme gücü yoksa bu giderler Devletçe karşılanır.

Nafakaya ilişkin hükümler saklıdır.” (TMK; m. 350)

Bu sebeple boşanma gerçekleşse bile velayet kendisinde bırakılmayan tarafa bu yükümlülük yüklenmektedir. Bu konuya bir alt başlıkta temas edeceğiz.

İştirak Nafakası Nedir?

Eğer boşanma gerçekleşmiş ise, çocuğa fiilen bakmakta olan eş, çocuğun masraflarına iştirak etmesi için diğer taraftan nafaka talep etmek hakkına sahiptir.

Bu manada “iştirak nafakası”, velayet hakkı kendisinde bırakılan eşe, diğer eşin çocuğun bakım ve eğitim giderleri için ekonomik gücü nispetinde yaptığı katkı olarak tanımlanabilir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun konuya ilişkin maddesi şu şekildedir:

Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.

Ayırt etme gücüne sahip olmayan küçük için gereken hâllerde nafaka davası, atanacak kayyım veya vasi tarafından da açılabilir.

Ayırt etme gücüne sahip olan küçük de nafaka davası açabilir.” (TMK; m. 329)

Bununla birlikte şunu da ifade etmek gerekir ki, iştirak nafakası kamu düzenini alakadar etmektedir. Taraflar bu konuda bir talepte bulunmamış dahi olsalar hakim re’sen bu nafakaya hükmeder.

İştirak nafakasının alacaklısı çocuktur. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi; 03/02/2005 tarih, E. 2004/15160, K. 2005/1249)

Nafaka Neye Göre Hesaplanır?

İştirak nafakasının hesaplanmasına ilişkin esaslar 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun konuya ilişkin 330’ uncu maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir:

Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur.” (TMK; m. 330/I)

Çocuğun lehine belirlenecek olan nafakanın miktarı, barınma, giyim, yiyecek, eğitim, sağlık, tatil gibi ihtiyaçları karşılamaya yeter ölçüde olmalıdır. Anılan nafakaya hükmedilirken bu ölçüler göz önünde bulundurulur.

Nafaka miktarının belirlenmesi, hâkimin genel bilgi ve tecrübesi ile çözümleyebileceği hususlardan kabul edilmektedir. Ancak, iştirak nafakasının miktarı belirlenirken göz önünde bulundurulan kriterler hakkında hâkim, alanında uzman kişilerden bu konuda araştırma ve görüş isteyebilmektedir. Bu kriterler temel olarak şunlardır:

  • Çocuğun yaşı
  • Çocuğun sağlık durumu
  • Çocuğun eğitim durumu
  • Çocuğun kişisel geliri
  • Anne ve babanın sosyo-ekonomik durumu

Yine taraflar bilhassa anlaşmalı boşanma hâlinde iştirak nafakasının miktarı hakkında kendi aralarında bir anlaşmaya varmış olabilirler. Hâkimin de uygun görmesi hâlinde bu anlaşmadaki koşullar taraflar hakkında bağlayıcı olur.

Nafakanın ödenme biçimi ise şu şekilde düzenlenmiştir:

Nafaka her ay peşin olarak ödenir.

Hâkim istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.” (TMK; m. 330/II ve III)

Bununla birlikte gerek nafaka borçlusunun maddi durumunda gerekse çocuğun ihtiyaçlarında zamanla bazı değişimler söz konusu olabilir. İşte bu gibi değişimler yeni uyarlamaları zorunlu kılabilir. Bu durumda hakim durumun gereğine göre karar verecektir.

Durumun değişmesi hâlinde hâkim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.” (TMK; m. 331)

İştirak nafakası boşanma davasının kesinleşmesiyle uygulama bulur. Bununla birlikte boşanma kararı kesinleşene kadar geçen süre zarfında da çocukların bakım ve gözetimi için gerekli katkının sağlanması şarttır. Bu ihtiyaç “tedbir nafakası” müessesesi ile karşılanmaktadır.

Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır.” (TMK; m. 169)

Boşanma kararı kesinleştikten sonra bu defa iştirak nafakası uygulama bulacaktır.

Boşanma Davasında Nafaka Nasıl Belirlenir?

Türk Medeni Kanunu’nda nafaka düzenleniştir. Türk hukuku, aile üyelerinin birbirilerine olan maddi ve manevi desteklerini yükümlülük saymış ve buna yönelik kanunlar öngörmüştür. Nafaka düzenlemeleri de bunlardan biridir.  Boşanmış olsalar da evlenmeyle aile oluşturmuş bireyler, bu evliliğin bozulmasıyla da birbirlerine verdikleri maddi ve manevi zararı gidermekle yükümlülerdir. 

Boşanan eşlerden maddi olarak güçlü tarafın boşanma durumuyla maddi zarar görecek ve yoksulluğa düşerek geçimini sağlayamayacak durumdaki diğer eşe boşanma aşamasında yaptığı nakdi yardım tedbir nafakasıdır. Tedbir nafakası boşanma davasının başlamasıyla başlayıp boşanmanın kesinleşmesiyle sona erer. Yoksulluğa düşecek eş ve müşterek çocuk için ödenecek tedbir nafakasını belirlerken boşanmanın kesinleşmesi gerçekleşmiş gibi güncel ihtiyaçları hesaplayacak, maddi olarak güçlü tarafın geliriyle ve nafaka alacaklılarının giderleriyle oranlı olacak şekilde bir nafaka ödenmesine hakim hükmeder. Tedbir nafakası taleple bağlıdır yani hakimden talep edilmelidir. Gerekirse hakimden bu nafakanın güncellenmesi istenebilir. 

Yoksulluk nafakası ise maddi olarak güçlü olan eşin boşanmadan sonra bir süre daha çalışamayacak, çalışsa dahi hayatını idame ettirecek geliri olamayacak eşe yaptığı nakdi yardımdır. 

Türk Medeni Kanunu Madde 175- Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.

Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.

İlgili kanunda da belirtildiği üzere süresiz olarak hükmedilebilen yoksulluk nafakasının belirlenmesi önemli bir konudur. Nafakaya hükmedilmesi için nafaka alacak tarafın kusursuz olmasına gerek yoktur. Nafaka ödeyecek taraftan daha ağır kusurlu olmaması yeterlidir. Çok uzun süre ödenen bu nafakanın güncel kalabilmesi için bir takın düzenlemeler kanunda mevcuttur.

Yine tarafların ekonomik durumu göz önüne alınarak boşanmayla yoksulluğa düşecek tarafın varsa ev kirası, mutfak giderleri, kişisel ihtiyaçları hesaplanır ve bunları karşılayacak bir nafaka ödenmesine hükmolunur.

İştirak nafakası, boşanma gerçekleşmese dahi ebeveynlerin müşterek çocuklarının ihtiyaçlarını karşılama zorunluluğundan doğar. Ebeveynler evlatlarının bakımını ihmal edemezler ve bu kamu düzeninden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle boşanma durumunda  hakim re’sen yani kendiliğinden çocuğun ihtiyaçlarını ve ebeveynlerin çocukla ilişkisini düzenler. Vekalet almayan eş, vekaleti alan eşe çocukların giderlerini karşılamak adına hakimin takdir ettiği miktarda nafakayı öder. Bu iştirak nafakasını belirlerken hakim, müşterek çocukların eğitim, gıda, kıyafet, sağlık, barınma gibi temel giderlerini gerekirse bilirkişi incelemesinden gerekirse ilgili kurumlara yazdığı müzekkereler yardımıyla topladığı bilgilerden yardım alır ve bu şekilde nafakayı belirler. 

Hakim Nafakayı Neye Göre Belirler?

Üç nafaka türünden bahsetmiştik. Bunlar tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakalarıdır. Tedbir ve yoksulluk nafakası taleple bağlıdır. Hakim müşterek çocuklar için tedbir nafakasına ve iştirak nafakasına re’sen hükmetmelidir. Çocukların bakım giderlerinin karşılanması ve çocuklarla ilişkilerin düzenlenmesi kamu düzenine ilişkindir. 

Tedbir nafakasını belirlerken aile konutunda hangi tarafın kalmaya devam ettiği, çocuğa hangi tarafın baktığı, boşanan eşlerin sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınır. Mali olarak güçlü tarafın geliri oranında bir nafakaya hükmedilecektir. Gelir yalnızca maaş değildir. Kişinin her türlü kazancı, örneğin kira geliri hesaba katılır. Ya da kişi kira ödemiyorsa yaşam şartları buna göre hesaplanır. 

Yoksulluk nafakası ödeyecek taraf kusursuz olabilir, bu durum nafaka ödememeye sebep teşkil etmez. Nafaka alacak tarafın nafaka borçlusundan daha ağır kusurlu olmaması yeterlidir. Hakimce incelenecek hususlar şu şekilde sayılabilir :

  • Nafaka borçlusunun mali gücü, gelir düzeyi 
  • Boşanılan eşin ve çocukların gıda, market, barınma (varsa kira), fatura gibi temel ihtiyaç giderleri
  • Müşterek çocuk sayısı ve çocukların yaşları
  • Çocukların eğitim ve sosyal yaşam giderleri
  • Sağlık, ulaşım, kırtasiye gibi giderleri

Yoksulluk nafakasını taraflar kendileri de belirleyebileceklerdir. Antlaşma protokolünde yoksulluk nafakasının belirlenebileceği gibi çekişmeli boşanma davalarında da taraflar ödenecek nafakayı belirleyebilir. Bunun bir şartı vardır. Hakimin tarafların belirlediği nafaka miktarını onaylaması gerekmektedir. Türk Medeni Kanunu 184. Madde uyarınca;

Madde 184- Boşanmada yargılama, aşağıdaki kurallar saklı kalmak üzere Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa tâbidir: 

5. Boşanma veya ayrılığın fer’î sonuçlarına ilişkin anlaşmalar, hâkim tarafından onaylanmadıkça geçerli olmaz. 

Hakim bu miktardan fazlasına hükmedemez. Tarafların yoksulluk nafakası talep etmeyeceklerine ilişkin anlaşma da bağlayıcıdır ve daha sonra nafaka talep edemezler.

Hakim nafakaya hükmederken her yıl ÜFE oranında nafakanın güncellenmesine hükmedebilir. Ya da taraflar dava açarak ÜFE oranına ya da hakkaniyete uygun olarak nafaka artırımına karar verir. Aksine nafakanın kesilmesi kararı da verilebilir. Bunun için “Hangi Durumlarda Nafaka Kesilir?” başlıklı yazımızı okumanızı tavsiye ederiz. Bu durumlarda boşanan eşlerin mahkemeye dava açmasıyla  mümkün olacaktır.

Çocuğa Verilen Nafaka Maaşın Yüzde Kaçı?

Çocuğa verilen nafaka iştirak nafakasıdır. Kamu düzeninden kaynaklanır. Çocuğun bakımı, bakım giderleri ve ebeveynlerin çocukla kurduğu iletişim hakim tarafından kanunlar ışığında re’sen düzenlenir. 

Boşanan ve nafaka ödemekle yükümlü herkesin çok merak ettiği konu nafakalardır. Maaşı asgari ücret olan veya hiç geliri olmayan kişilerle yüksek gelirli kişiler aynı nafakayı mı ödeyecekler? Yargıtay içtihatları ve aile mahkemelerinin uygulamalarında her dava ayrı ayrı incelenmekte, tarafların şartları incelenmektedir. Nafaka alacaklısının sosyal ve ekonomik durumu ve nafaka borçlusunun geliriyle orantılı bir nafakaya hükmedilecektir. 

Nafaka borçlusu asgari ücretle çalışıyor olabilir ya da işsiz durumda olabilir. Ancak bu kişi yalnızca bu durumlar sebebiyle nafaka borcundan kurtulamaz. Örneğin asgari ücretin üçte biri oranında gelire sahip yeşil kartlı kişilerin da nafaka ödemesine hükmedilebilecektir.

 Nafaka borçlusu kişinin malvarlıkları, hisse senedi, gayrimenkul gibi varlıklarının olup olmadığı hakimce incelenecektir. Pasif gelirlerin varlığı da nafaka ödenmesi için yeterlidir. 

Bu oranlar %20 ile %50 aralığında değişmektedir. Kişilerin kira ödeyip ödememesi, örneğin mecburi olarak ikamet ettiği semtteki ev kiralarının miktarı gibi detaylar nafakaya ayrılan oranı değiştirecektir. Ancak asgari ücretli kişilere de daha yüksek gelirli kişilere de ödenmeleri için çoğunlukla maaşının %25 oranında nafaka hükmedilmiştir.

İştirak Nafakası Maaşın Yüzde Kaçı?

İştirak nafakasının belirlenmesine ilişkin kriterler bir önceki başlıkta açıklandığı gibidir. Bunun dışında, maaş sahibi olan nafaka yükümlüsü bakımından belli bir sabit oran uygulaması söz konusu değildir. Mahkeme gerek nafaka yükümlüsünün sosyo-ekonomik durumunu ve gerekse çocuğun ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak adil bir nafakaya hükmedecektir.

İştirak Nafakası Ne Zaman Biter? (İştirak Nafakası Hangi Durumlarda Kesilir?)

  • İştirak nafakası çocuk erginleşinceye kadar devam eder.

Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder.” (TMK. m. 328/I).

Bu erginlik 18 yaşın tamamlanması suretiyle gerçekleşebileceği gibi, evlenme sebebiyle (TMK; m. 11), ya da mahkeme kararı ile (TMK; m. 12) olabilir, durum aynıdır.

Ancak kanuna göre eğitim durumu devam eden çocuk için de ana babanın yardım yükümlülüğü devam etmektedir.

Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.” (TMK; m. 328/II)

Erginlik sonrasında ödenen bu nafakanın ise nitelik olarak iştirak nafakası olmayıp “yardım nafakası” olduğu kabul edilmektedir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi; 17.09.2003 tarih, E. 10282, K. 2003/11461 sayılı karar)

Bunun haricinde aşağıdaki durumlarda da nafaka yükümlülüğünün sona ermektedir:

  • Nafaka yükümlüsünün ekonomik gücünün yok olması, hastalık, çalışamama gibi nedenlerle yükümlülüğünü yerine getiremeyecek duruma gelmesi,
  • Çocuğun ölmesi
  • Nafaka yükümlüsünün ölmesi
  • Nafaka alacaklısının talebinden vazgeçmesi

İştirak Nafakası Kaç Yaşına Kadar Ödenir?

İştirak nafakasının devamına ilişkin yaş sınırı erginlik durumuna göre değişiklik gösterebilir. Çocuğun 18 yaşında olağan şekilde ergin olması hâlinde o yaşa, evlenme neticesinde ergin olması hâlinde o yaşa, yargı kararı ile ergin kılınması hâlinde ise o yaşa kadar ödenecektir.

Erginlikten sonra çocuğun eğitimi sebebiyle ödenecek nafaka, yardım nafakası olarak kabul edilmektedir.

İştirak Nafakası Kesinleşmeden İcraya Konulabilir mi?

Boşanma davası devam ederken hâkim çocuğun bakım ve gözetimi için tedbir nafakasına hükmeder. İştirak nafakası ise boşanma kararının kesinleşmesinden sonra ödenmektedir.

Bu konuda Yargıtay vermiş olduğu bir kararında şu satırlara yer vermektedir:

Borçlu baba aleyhine boşanma davası sonucu boşanma kararı ile birlikte velayatleri anneye bırakılan müşterek çocuklar için iştirak nafakasına, maddi ve manevi tazminata hükmedilmiştir. İlamın boşanmaya ilişkin kısmı kesinleşmeden maddi manevi tazminat, iştirak nafakası, yargılama gideri ve vekalet ücretinin tahsili için ilamlı icra takibi başlatılmıştır. Borçlu İcra Mahkemesi’ne başvurusunda ilamın kesinleşmeden icra edilemeyeceğinden bahisle takibin iptalini talep etmiştir. Mahkemece boşanma ilamı kesinleşmeden takibe konulamayacağı gerekçesiyle maddi- manevi tazminat, işlemiş faizi, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden takibin iptaline, nafakaya dair ilamın ise kesinleşmeden takibe konulabileceği gerekçesiyle bu yöndeki talebin reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.

HMK’nun geçici 3.maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken HUMK’nun 443/4 (HMK’nun 367/2.) maddesi gereğince aile ve şahsın hukuku ile ilgili hükümler kesinleşmedikçe takibe konu edilemez. Ayrıca, boşanma kararının “eklentisi” olan iştirak nafakası da aynı kurala tabi olup, icra takibine konu edilebilmesi için boşanma hükmünün kesinleşmesi gerekir. İlamın esasının kesinleşmesi zorunlu olan hallerde fer’ilerinin de kesinleşmeden takibe konulabilmesi mümkün değildir. (HGK 07.11.1990 tarih 1990/12-446 Esas 564 Karar). Ayrıca çocuk için hükmedilen iştirak nafakası, boşanmaya ilişkin hükmün kesinleşmesi tarihinden itibaren istenilebilir hale gelecektir.

Bu durumda Mahkemece, boşanma ve iştirak nafakasına dair ilamı kesinleşmeden takibe konulamayacağı gerekçesiyle takibin tümden iptaline karar verilmesi gerekirken, iştirak nafakası yönünden yazılı şekilde talebin reddine karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA,(Yargıtay 8. Hukuk Dairesi; 20.10.2015 tarih, E. 2015/16421, K. 2015/18638 sayılı kararı)

İştirak Nafakası Yargıtay Kararları

  • İştirak nafakası kesinleşmeden icraya konulamaz

Somut olayda taraflar arasında daha önce boşanmaya karar verildiği, takip dayanağı ilamda açıklanmıştır. Yoksulluk ve iştirak nafakası boşanma ilamının kesinleşmesinden sonra hüküm ifade eder. Bu durumda mahkemece boşanma ilamının kesinleşip kesinleşmediği araştırılmalıdır. Boşanma davasının kesinleştiğinin belirlenmesi halinde, bu davadan müstakil olarak verilen nafaka kararının HUMK‟un 443/3. Maddesi gereğince kesinleşmeden takibe konulabileceği düşünülerek itiraz reddedilmelidir. …” (Yargıtay. 12. Hukuk Dairesi, 28.03.2005 tarih, E. 2005/2921, K. 2005/ 6494 sayılı kararı)

  • İştirak nafakasının belirlenmesinde göz önünde tutulacak kalemler

“…iştirak nafakası içerisinde, barınma, giyinme, beslenme, eğitim, ulaşım gibi zaruri giderler bulunmaktadır. Mahkemece bu yön ve davacının talebi de dikkate alınıp nafaka takdiri gerekirken, infazda karışıklık yaratacak şekilde okul ve servis ücreti ayrık tutularak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. …” (Yargıtay. 12. Hukuk Dairesi, 03.06.2003 tarih, E. 2003/5179 K. 2003/8201 sayılı kararı)

  • İştirak nafakasının belirlenmesi kamu düzenine ilişkindir.

“…Davacı, davalı ile 2004 yılında boşandıklarını, davalının çocuklarına bakacağını söylemesi üzerine kendisi ve çocukları için nafaka istemediğini ancak velayetinde olan çocuklara babanın hiçbir katkıda bulunmadığını beyanla her iki çocuk için aylık …TL iştirak nafakası bağlanmasını talep ve dava etmiştir. … TMK‟nın 181/II. maddesine göre boşanma veya ayrılık durumunda, velayet kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Bu husus kamu düzenine ilişkin olup, tarafların iradesine tabi kılınmamıştır. Dolayısıyla boşanma davasında iştirak nafakası istenmemiş olsa bile sonradan bu istem gündeme gelebilir. …” (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 06.10.2005 tarih, E. 2005/10616, K. 2005/9673 sayılı kararı)

  • Reşit olmakla iştirak nafakası sona erer.

“ … Davacı, boşanma davası sonucunda velayeti anneye verilen davalı kızının artık reşit olduğundan bahsederek nafakanın kaldırılmasını istemiştir. … küçük reşit olmakla kendisine bağlanan iştirak nafakası kendiliğinden sona erer. Bu nedenle davacının nafakanın kaldırılması isteminde hukuki yararı bulunmamaktadır. …” (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 23.09.2002 tarih, E. 2002/ 9691, K. 2002/10290 sayılı kararı)

  • İştirak nafakasından feragat geçersizdir.

Boşanma davası sırasından annenin, velayeti altından bulunan küçüğün menfaatine aykırı olarak ve henüz tahakkuk etmemiş (doğmamış bir alacaktan) iştirak nafakasından feragati geçersizdir. Feragate ilişkin beyanı, küçüğün ergin olacağı tarihe kadar sürecek olan nafakayı kapsamaz. İştirak nafakası her an doğup işleyen haklardandır.” (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 13.09.2010 tarih, E. 9685, K. 2010/13957 sayılı kararı)

  • Tedbir nafakasının belirlenmesi aşamasında kusur göz önünde bulundurulmaz.

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun yürürlüğünden sonra açılan davada, boşanmaya yol açan olaylarda kusurlu bulunan davalı kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilip, hükmedilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Tedbir nafakası yürürlükten kaldırılan 743 sayılı Medeni Kanun’un 137. maddesinde düzenlenmiş, boşanma ve ayrılık davası açılınca hâkimin davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, infakına, karı koca mallarının yönetimine ve çocukların bakımına dair geçici tedbirleri alacağı hükme bağlanmış, istek olmasa bile davanın devamı süresince gerekli tedbirlerin davaya bakan hâkim tarafından kendiliğinden (re’sen) alınması zorunlu kılınmış, kadının boşanmaya yol açan davranışlarının 137. maddede öngörülen bu kuralı değiştirmeyeceği Yargıtay uygulamasında istikrar kazanmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 169. maddesinde de, 137. maddedeki bu hüküm sadeleştirilmek suretiyle aynen korunmuş, boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkimin davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önemleri re’sen alacağı hükme bağlanmış, kusursuzluğun gerektiği yönünde bir düzenleme getirilmemiştir. O halde yukarıda açıklanan nedenlerle mahkemece, kadının boşanmaya yol açan davranışlarının madde de öngörülen kuralı değiştirmeyeceği de gözetilerek kadın yararına uygun tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yanlış gerekçelerle talebin reddi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu; 28.01.2004 tarih, E. 2004/2- 8, K. 2004/27 sayılı kararı)

  • Reşit çocuk hakkında iştirak nafakasına hükmolunmasının istenmesi yardım nafakası olarak değerlendirilerek karar verilmelidir. Hakim hukuki nitelendirme ile bağlı değildir.

Davada, davacının üniversitede okuduğu, daha önce ödenen iştirak nafakasının yetersiz kaldığı ileri sürülerek artırılması istenilmiş; mahkemece, davacının dava tarihi itibariyle reşit olduğu, rüştle iştirak nafakasının son bulduğu, reşit olan çocuğa davalı babanın iştirak nafakası ödemekle yükümlü bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, HUMK’nun 74.maddesi gereğince Hakim, iki tarafın iddia ve savunmaları ile bağlı olup, talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Aynı şekilde Hakim, bir davada sadece tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve netice-i talepler ile bağlı olup, dayandıkları kanun hükümleriyle ve onların tavsifleriyle bağlı değildir. Dolayısı ile, olayları izah taraflara, uyuşmazlıklara uygulanacak kanunları belirlemek ise Hakim’e ait bir görevdir (4.6.58 gün, 1516 sayılı YİBK ). Somut olayda davacı çocuk dava tarihi itibariyle reşittir. Böylece TMK’nun 328/l.maddesi gereğince iştirak nafakası son bulmuştur. Ne var ki, çocuk ergin olmasına rağmen eğitimi devam ettiğine göre, ana ve babanın eğitim sona erinceye kadar bakım, eğitim ve korunması için gerekli giderleri karşılama yükümlülükleri devam etmektedir ( TMK.md.328/2 ).Böylece, bizzat reşit çocuk tarafından eğitimin devam ettiği açıkça belirtilerek açılan davadaki istem, TMK’nun 328/2.maddesi uyarınca 364 /son maddesi kapsamında yardım nafakası verilmesine ilişkindir. O halde iştirak nafakasının artırılması yönündeki açıklama ve talep dikkate alınarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamıştır. Mahkemece, taraf delilleri toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre TMK’nun 4.maddesinde vurgulanan “hakkaniyet” ilkesi de gözetilip uygun bir miktar yardım nafakasına hükmedilmelidir.” (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 02.03.2004 tarih, E. 2004/1445, K. 2004/1529 sayılı kararı)

  • Tarafların üzerinde anlaştıkları protokol hükümleri çerçevesinde yapılacak nafaka artırımı ekonomik koşullara göre uyarlanabilir.

….sözleşmenin yapıldığında karşılıklı edimler arasında mevcut olan denge sonradan şartların olağanüstü değişmesiyle tarafların biri aleyhine katlanılamayacak derecede bozulmuşsa, taraflar; artık o akitle bağlı tutulamazlar. Değişen bu koşullar karşısında Medeni Yasanın 2. maddesinden yararlanarak sözleşmenin yeniden düzenlenmesini mahkemeden isteyebilirler. Sözleşmede kabul edilen nafakanın her yıl %65 arttırılması şartı ile davalı (nafaka alacaklısı); ülkede seyreden yüksek enflasyonun etkilerinden kurtulmayı amaçlamıştır. Oysa, Hükümetçe alınan kararlarla zaman içerisinde enflasyon oranı düşmüş, 4721 sayılı yasa ile (176/son madde) getirilen gelecek yıllar için nafaka artış istemlerinde; Devlet İstatistik Enstitüsünce açıklanan Toptan Eşya Fiyat Endeksi artış oranında artırım yapılması Yargıtay´ca benimsenmiş bulunmaktadır. Mahkemece, nafakanın her yıl için %65 oranında artırılması şartının; davacı (nafaka yükümlüsü) için katlanılmaz bir yükümlülük olduğu gözetilerek, bu şartın her yıl TEFE oranında artış şeklinde uyarlanmasına karar verilmesi gerekirken, davanın tümden reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA …” (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 21.06.2004 tarih, E. 2004/6609, K.2004/6826 sayılı kararı)

İştirak Nafakası Dilekçe Örneği 2025

İştirak nafakası, dava dilekçesi ile birlikte istenebileceği gibi, boşanma davası kesinleştikten sonra da istenebilir. Bu sebeple duruma göre değişen dava dilekçeleri söz konusu olabilir. Aşağıda boşanma kararı kesinleştikten sonra talep edilen iştirak nafakasına ilişkin bir dava dilekçesine yer verilmiştir.

…….NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİNE

DAVACI :

ADRESİ :


VEKİLİ :

ADRESİ :

DAVALI :

ADRESİ :


DAVA KONUSU : İştirak Nafakası Verilmesi Talebidir.

AÇIKLAMALAR :

  1. Davalı …… ile gerçekleşen ……. tarihli evliliğimiz (Ek 1 nolu belge) neticesinde, müşterek çocuklarımız olan ………, ………. tarihinde, diğer çocuğumuz …….. ise ……. tarihinde doğmuştur. (Ek 2 No’lu Belgeler)

2) …….. Aile Mahkemesinin ….. tarih…… sayılı kararı neticesinde davalı ……. İle boşanmamıza karar verilmiş  müşterek çocuklarımızın velayeti de tarafıma verilmiştir (Ek 3 nolu belge) Boşanma karan Yargıtay’ın ……… tarih ve …….. sayılı kararı ile kesinleşmiş bulunmaktadır. (EK 4 Nolu Belge)

3) Boşanma kararı ile birlikte çocuklarımız …. ve …. için iştirak nafakası takdir edilmemiştir. Bu sebeple iş bu dava ile iştirak nafakası talep etme zarureti hasıl olmuştur.



DELİLLER: Nüfus aile kayıt tablosu,  avukat kararı, ekonomik ve sosyal durum araştırması.

HUKUKİ SEBEPLER: TMK, HMK ve sair ilgili mevzuat.  


NETİCE ve TALEP: 

Yukarıda açıklanan sebeplerle davanın kabulü ile çocuklarımız ….. ve ….. için aylık ….. TL’şer TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesi hususunda,

Gereğini saygılarımla arz ve talep ederim…../……/…..

Davacı 

İsim-İmza

EKLİ BELGELER:

1-

2-

Sıkça Sorulan Sorular

Nafaka Nedir?

Boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olan bir eşin geçimini sağlayabilmek için diğer eşten hakim kararıyla alacağı aylık paraya nafaka denir.

Nafaka Hesaplama Nasıl Yapılır?

Nafaka, kişilerin sosyal ve ekonomik durumlarına, boşanmadaki kusur durumlarına, boşanma sonrasında yoksulluğa düşme durumlarına bakılarak hakim tarafından hesaplanır. Nafakanın bir matematiği ya da denklemi yoktur. Her somut vakaya göre hakim özel olarak hesaplama yapar.

2025 Nafaka Ne Kadar? 2025 Nafaka Hesaplama” Makalemize 7 Yorum Yapıldı:

  1. hüseyin avatarı hüseyin dedi ki:

    nafaka her yıl neye göre artar

  2. Muhammet Günay avatarı Muhammet Günay dedi ki:

    25,10,2022 istirak nafakası kararı alindi.üfeye göte artiş kararı akindı.bu artis karardan bir yil sonra yapilacak bolgisi aldim dogrumudur.

  3. arel avatarı arel dedi ki:

    iman nikahli iki çocugum var baba bakmiyor ayriyiz nafaka aadigima dair belge alabilr miyim sed yardimi icin gerekli yardimci olur msunuz okul oncesi iki çocuk

  4. Özkan yildirim avatarı Özkan yildirim dedi ki:

    merhaba ben 3 çocuğuma aylık 5400 ödüyorum 2025 nafaka nekadar olur bilgi verirmisiniz

    1. Av. Fatih Tahancı avatarı Av. Fatih Tahancı dedi ki:

      Merhaba,
      Detaylı danışma hizmetimiz ücretlidir.
      Mesai saatleri içerisinde 0 312 220 36 30 arayarak danışma hizmeti alabilirsiniz.
      Saygılarımızla

  5. Merve avatarı Merve dedi ki:

    İyi günler ben de boşanıyorum. 4 çocuğum var ben 4 aylık hamileyim. Doğmamış çocuk için de nafaka alınır mı? 2025’te nafaka neye göre hesaplanıyor? Her çocuk için ne kadar veriliyor?

    1. Av. Fatih Tahancı avatarı Av. Fatih Tahancı dedi ki:

      Merhaba,
      Detaylı danışma hizmetimiz ücretlidir.
      Mesai saatleri içerisinde 0 312 220 36 30 arayarak danışma hizmeti alabilirsiniz.
      Saygılarımızla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir