Vakıf Nasıl Kurulur? Vakıf Kurma Şartları, Maliyeti, Kişi Sayısı

Vakıf Nedir, Vakıf Nasıl Kurulur, Vakıf kurmak için ne kadar para gerekli, Bir vakıf kaç kişi ile kurulur , Vakıf kurmak ne işe yarar , Vakıf kurmak için izin alınır mı gibi sorularınıza yanıt niteliğinde oluşturduğumuz içeriğimizle sizlerleyiz.
Vakıf Nedir?
Vakıf, bir mal topluluğunun ya da bunların gelirlerinin belirli bir amaca özgülenmesi ile oluşan tüzel kişilerdir.
Türk Medeni Kanunu’nun 101/1. Maddesine göre vakıflar, gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan mal topluluklarıdır. Tanımda da görüldüğü gibi vakfı oluşturan iki önemli unsur vardır ve bunlar; özgülenecek bir malvarlığı ve bu malvarlığının özgüleneceği amaçtır. Yine vakfın amacı sürekli ve belirli olmalı ancak imkânsız olmamalıdır. Bahsedilen bu amaç, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Cumhuriyetin nitelikleri başlıklı 2.maddesi ile belirlenen Cumhuriyetin niteliklerine ve Anayasanın temel ilkelerine, hukuka, ahlâka, milli birliğe ve milli menfaatlere aykırı olamaz.
5737 sayılı Vakıflar Kanunu’na göre vakıfların türleri; yeni vakıflar, mazbut vakıflar, mülhak vakıflar, çalıştırılanlara ve işçilere yardım vakıfları, kamuya yararlı vakıflar ve aile vakıfları şeklindedir.
Kamuya yararlı vakıflar, Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınan vakıflardır.
Aile vakıfları, Türk Medeni Kanunu madde 372’ye göre “Aile bireylerinin eğitim ve öğrenimleri, donanım ve desteklenmeleri ve bunlara benzer amaçların gerektirdiği harcamaların yapılması için kişiler hukuku ve miras hukuku hükümleri uyarınca kurulan vakıflardır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Mazbut ve mülhak vakıflar ise Türk Medeni Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce kurulan vakıflardır.
Vakıf Nasıl Kurulur?
Türk Medeni Kanunu 101/1. maddesi gereği gerek tüzel gerek gerçek kişiler vakıf kurabileceklerdir.
Vakıf bir kişi ile kurulabileceği gibi birden fazla kişi tarafından kurulabilir. Bu kişi ya da kişilerin vakıf kurabilmesi için varması gerekli olmayan– tek taraflı bir irade beyanı gerekir.
Burada belirtmek gerekir ki; vakıf kurmak Türk Medeni Kanunu’nun 102. maddesine göre iki yolla ile yapılabilir. Buna göre, vakıf kurma iradesi, noterde düzenleme şeklinde yapılacak bir resmî senetle veya ölüme bağlı tasarrufla açıklanır.
Resmi Senetle Kuruluş
Vakıf, vakfeden/lerin sağlığında kurulabilir. Vakfedenin sağlığında sonuç ve hüküm doğurmak üzere vakıf kuran kişinin fiil ehliyetine sahip olması gerekmektedir. Bu bakımdan vakıf kurulabilmesi için, vakıf kurma iradesi resmi senet ile beyan ile yapılmalıdır. Bu resmi senedin hangi resmi senet olacağı da 1512 sayılı Noterlik Kanunu madde 89’a göre düzenleme şeklinde noter senedi şeklinde yapılacağı belirtilmiştir. Düzenleme şeklinde yapılacak olan resmi senet Vakıflar Yönetmeliğinin 5/1. maddesine göre; Noter tarafından düzenlenen senedin bir örneği, yine noter tarafından Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne, düzenleme tarihinden itibaren yedi gün içinde gönderilir.
Ölüme Bağlı Tasarruf ile Kuruluş
Türk Medeni Kanunu 526. maddesine göre; “Miras bırakan, terekesinin tasarruf edilebilir kısmının tamamını veya bir bölümünü özgülemek suretiyle vakıf kurabilir.”
Ölüme bağlı tasarruf ile kurulacak olan vakıf, vakfeden kimsenin ölümünden sonra hüküm ifade edecektir. Ölüme bağlı tasarruf ile kuruluş türünde, on beş yaşını doldurmuş ve ayırt etme gücüne sahip herkes vasiyetname ile vakıf kurabileceklerdir. Burada görülmektedir ki Ölüme Bağlı Tasarruf ile vakıf kuruluşunda; ergin veyahut yetişkin olma şartı gerekmediğinden Ölüme bağlı tasarruf ile vakıf kuruluşunda tam fiil ehliyeti gerekmemektedir. Tüzel kişiler bakımından ise vakıf kurma iradesini açıklayan organın yetkili olması gerekir.
Aynı zamanda belirtmek gerekir ki Ölüme bağlı tasarruf ile kurulmuş olan bir vakfa özgülenen mal ve hakların vakfın amacını gerçekleştirmeye yeterli olmaması durumunda Türk Medeni Kanunu m. 107/3 maddesine göre, vasiyetnameden aksi anlaşılmıyorsa, bu mal ve haklar en yakın amacı güden vakfa aktarılır.
Vakıf Senedinin İçeriği
Vakıf Senedinin İçeriği Türk Medeni Kanunu’nun 106.maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, “Vakıf senedinde vakfın adı, amacı, bu amaca özgülenen mal ve haklar, vakfın örgütlenme ve yönetim şekli ile yerleşim yeri gösterilir.” sayılan bu unsurların vakıf senedinin içeriğinde bulunması zorunludur. Vakfın amacı ile bu amaca özgülenen mal ve hakların belirtilmiş olması şartı ile bu zorunlu unsurlarda noksanlık bulunması halinde bu eksiklikler Türk Medeni Kanunu’nun 107. maddesindeki usule uygun olarak tamamlanır.
Vakfın adı
Vakfa ad verilirken bu ad yasalara, ahlaka uygun olmalı ve vakfın amaçları ile de aynı doğrultuda verilmesi gerekmektedir. Ahlaka ve hukuk kurallarına uygun olarak verilecek bu adın vakıfla alakası olmayan üçüncü kişilerin iradesini sakatlığa uğratacak şekilde konulmaması gerekmektedir. Bir başka deyişle anlaşılması güç adların konulması üçüncü kişileri aldatabileceğinden bu şekilde adlar konulamayacaktır. Yine verilecek olan bu adda herhangi bir kamu kurum veya kuruluşunun isminin kullanılması yasaklanmıştır.
Vakfın amacı
Vakfın amacı kanuna uygun şekilde, belirli olmalı, süreklilik arz etmelidir.
Vakfa özgülenen Mal ve Haklar
Söz konusu bu mallar veyahut haklar vakfedene yani vakıf kurucusuna ait olmalı yine bu mallar amacın gerçekleşmesi için en azından asgari düzeyde olmalıdır.
Vakfa özgülenen bu mal varlığı nakit olabileceği gibi Taşınmaz ya da taşınır bir malvarlığı da olabilecektir. Şayet özgülenecek olan bu mal varlığı nakit olacaksa bu nakit bedelin Türkiye’de kurulmuş olan bir bankaya vakıf kurucusunun ya da birden çok kurucu varsa kuruculardan birinin hesabına yatırılıp vakıf adına bloke dekontunun tescil başvurusu yapılan mahkemeye ibrazı ile şayet özgülenen mal taşınır ya da taşınmaz bir mal varlığıysa mahkemece yapılacak değer tespitinin ardından tapu sicili, trafik sicili gibi sicillere vakıf adına tescili sağlanacaktır.
Vakfın Yerleşim Yeri
Vakfın faaliyet merkezinin bulunduğu yerdir. Vakıf senedinde vakfın yerleşim yerinin açıkça gösterilmesi şarttır.
Vakfın Kurulması için Gerekli Asgari Sermaye
İşbu tutar vakıf için gerekli minimum sermayeyi gösterir. Bu asgari sermaye vakıflar genel meclisinin kararı ile her yıla özel olarak belirlenir. Bu sermaye tutarı 2021 yılı için 80.000 Türk lirası idi ancak Vakıflar Meclisinin 10/01/2021 tarih 510/481 sayılı kararı ile 2022 yılı için gerekli asgari sermaye 90.000 Türk lirası olarak belirlenmiştir.
Vakfın Tüzel Kişilik Kazanması
Türk Medeni Kanunu’nun 102.maddesi gereği tescil vakfın yerleşim yerindeki asliye hukuk mahkemesi tarafından tutulan vakıf siciline yapılır ve bu tescil neticesinde de Vakıf artık TÜZEL KİŞİLİĞİNİ kazanacaktır.
Yapılacak olan bu tescil işlemi vakıf senedi düzenleyen kişi hayatta ise kendisi; şayet vakıf düzenleyen kişinin ölmüş olması halinde ise mirasçıları tarafından – birden fazla mirasçı var ise bir mirasçının tek başına talebi ile de mümkün- talep edilir.
Vakıf Ölüme Bağlı Tasarruf ile kurulmuşsa ilgili kişilerin ya da vasiyeti açan yetkili ve görevli sulh hukuk mahkemesi hakiminin bildirimi ile ya da re’sen Vakıflar Genel müdürlüğünce tescil talebinde bulunulur.
Tescil talebinde bulunulan mahkeme yapacağı gerek vakfın geçerlilik şartlarını taşıyıp taşımadığını gerek vakıf senedinde bulunması gereken zorunlu unsurların kontrolünü sağlayarak yapacağı inceleme neticesinde vakfın konusunu da tespit ederek vakfın geçerliliğini sağlayan zorunlu unsurların varlığına karar verirse artık vakfın tesciline karar verecektir. Yine aynı mahkemece, vakfın amacının hukuka ve ahlaka uygunluğu da denetlenecektir.
Vakfın Organları
Vakıflar da yalnızca bir zorunlu organ öngörülmüştür. Söze konu olan organ yönetim organıdır. Dikkat edilmelidir ki bu organın adı “yönetim kurulu” olmak zorunda değildir. Yönetimi görev edinen, yönetimi sağlayan her organ zorunlu organ olarak düzenlenebilecektir.
Yönetim organı bir ya da daha fazla kişiden oluşabilecektir. Buna binaen bakılacak olursa Türk Medeni Kanunu 106. Maddesine göre yönetim organının vakıf senedinde gösterilmesinin zorunlu olduğu belirtildiğinden dolayı yönetim organının kim ya da kimlerden oluşacağının vakıf senedinde gösterilmesi de gerekmektedir. Bu anlamda bir eksiklik bulunması durumunda eksiklik Türk Medeni Kanunu 107/2 maddesine göre sonradan tamamlattırılabilecektir.
Vakfın organlarında ölüm, istifa vb. nedenlerle eksilme olursa Vakıflar Kanunu 8.maddesine göre eksiklik; vakıf senedindeki hükümlere göre Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün görüşü alınarak mahkemece giderilecektir.
Burada dikkat edilmelidir ki Vakıfta tek zorunlu organın bulunması başkaca organların kurulmasının yasak olduğu anlamına gelmeyecek olup yönetim organı dışında vakfeden eliyle farklı türde seçimlik organ kurulabilecektir. Bahsedilen bu seçimlik organlara; genel kurul denetleme kurulu, danışma kurulu gibi organlar örnek gösterilebilecektir.
Vakıflarda Üyelik
Türk Medeni Kanunu’nun 101. maddesinin eski halinde üçüncü fıkrada yer verilen hükümde vakıflarda üyeliğe ilişkin düzenleme mevcuttu ve bu düzenlemeye göre vakıflarda üyeliğin olmayacağı düzenlenmişti ancak Anayasa Mahkemesinin 2008 yılında verdiği kararla bu hüküm iptal edilmiş ve Türk Medeni Kanunu 101.maddesinin son güncel halinde vakıflarda üyelikle ilgili bir düzenleme bulunmamaktadır. Bir başka deyişle Anayasa mahkemesinin söz konusu kararı ile vakıflarda üyeliğin önü açılmıştır.
Özgülenen malların Vakfa Geçmesi
Türk Medeni Kanunu 105/1 ve Vakıflar Yönetmeliği madde 11’e göre özgülenen malların mülkiyeti ile haklar, tüzel kişiliğin kazanılmasıyla vakfa geçer.
Yine Türk Medeni Kanunu madde 105 ve Vakıflar Yönetmeliği madde 12’ye göre; Tescile karar veren mahkeme, vakıf senedinin bir örneğini de ekleyerek vakfedilen taşınmazın vakıf tüzel kişiliği adına tescil edilmesini tapu idaresine bildirir. Bu bildirim üzerine Tapu İdaresi vakıf adına tescili yapar. Yapılan bu tescil işleminde vakıf yöneticileri bizzat sorumludur.
Yabancıların Türkiye’de Vakıf Kurması
Yabancılar Türkiye’de vakıf kurabileceklerdir ve bunun yasal dayanağı Vakıflar Kanunu’nun 5 ve 6. maddeleridir. Bu vakıf kurma serbestisi esas olarak mütekabiliyet şartına bağlanmıştır. Burada mütekabiliyetten bahsedilecek olursa; Türkiye’de vakıf kurmak isteyen yabancının vatandaşı olduğu ülkede, Türk vatandaşlarına Türkiye’de yabancılara sunulan vakıf imkanının aynısının tanınmış olması durumuna eşdeğerdir. Buna göre yabancının vatandaşı olduğu ülke mütekabiliyet şartını sağlar ise yabancılar Türkiye’de vakıf kurabileceklerdir.
Ancak burada ayrıca belirtmek gerekir ki, Türkiye’de yeni kurulan vakıflarda yönetim kurulunda bulunan kişilerin çoğunluğunun Türkiye’de yerleşik olması gerekmektedir. Söz konusu yönetim kurulu üyelerinin çoğunluğu Türkiye’de yerleşik değilse Türkiye’de yabancılar vakıf kuramayacaklardır.
Yabancı Vakıfların Türkiye’de Temsilcilik- Şube Açması
İçişleri Bakanlığının izni ile yabancı vakıflar Türkiye’de şube veya temsilcilik açabileceklerdir. Yabancıların vakıf kurmasındaki mütekabiliyet şartı yabancıların Türkiye’de şube- temsilcilik açmasında da aranmaktadır.
Vakfın Sona Ermesi
Vakfın sona ermesi 3 ayrı başlık altında incelenmelidir. Bunlar; Vakfın kendiliğinden sona ermesi, Vakfın mahkeme kararı ile sona ermesi ve vakfedenin alacaklıların ya da saklı pay sahibi mirasçıların itirazı ile sona ermedir.
Vakfın amacı imkânsız hale gelmiş ise vakfın kendiliğinden sona erdiği kabul edilecektir. Aynı şekilde vakıf senedinde vakıf, bozuşu şarta ya da süreye bağlanmış ise şartın gerçekleşmesi ya da sürenin dolarak sona ermesi vakfı kendiliğinden sona erdirecektir.
Türk Medeni Kanunu’nun 116/2 maddesine göre, “Yasak amaç güttüğü veya yasak faaliyetlerde bulunduğu sonradan anlaşılan veya amacı sonradan yasaklanan vakfın amacının değiştirilmesine olanak bulunmazsa; vakıf, denetim makamının ya da Cumhuriyet savcısının başvurusu üzerine duruşma yapılarak dağıtılır.” Şayet bu ihtimal gerçekleşecek olursa vakıf mahkeme kararı ile sona ermiş olacaktır.
Kendiliğinden sona eren yeni vakıfların borçlarının tasfiyesinden arta kalan mal ve haklar vakıf senedinde yazılı hükümlere göre; senetlerinde özel bir hüküm bulunmayanlarda vakıflar ise Vakıf Genel Müdürlüğün görüşü alınarak mahkeme kararıyla benzer amaçlı bir vakfa aktarılır.
Mahkeme kararı ile tasfiye edilen vakfın malları ise Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne geçer.
Vakıf Kaç Kişiyle Kurulur?
Vakıf mal topluluğudur. Gerçek ya da tüzel kişiler belirli bir mal veya hakkı sürekli olarak bir amaca özgülemesiyle vakıf oluşmaktadır. Vakıf kurmak için minimum kişi sayısı belirlenmemiştir. Bu nedenle vakıf kurmak için bir gerçek ya da tüzel kişi yeterlidir. Gerçek kişinin vakıf kurabilmesi için fiil ehliyetine sahip olması gerekmektedir. Bununla birlikte ölüme bağlı tasarrufla vakıf kurmak için ayırt etme gücüne sahip olunması ve 15 yaşının doldurulmuş olunması yeterlidir. Tüzel kişilerin vakıf kurabilmesi içinse fiil ehliyetine sahip olması ve kuruluş belgesinde vakıf kurabileceğine ilişkin hüküm bulunması gerekmektedir.
Vakıf Kurmak İçin Ne Gerekli?
Tarafımıza vakıf kurma ile ilgili birçok soru gelmektedir. Vakıf kurma, tek taraflı bir hukuki işlemdir. Vakıf kurma iradesi vakıf senedi ile açıklanabileceği gibi ölüme bağlı tasarrufla da açıklanabilmektedir.
Vakıf kurmak için öncelikle vakıf senedi hazırlanması gerekir. Vakıf senedinde; vakfın adı, amacı, merkezi, vakfın kurucularının kimlik bilgileri, vakfa özgülenen malvarlığının niteliği, değeri, vakfın yönetim organlarının oluşumu, görevleri, yetkileri ve çalışma usulleri, vakfın denetim şekli ve denetçilerin seçimi, vakfın gelir ve giderlerine ilişkin esaslar, vakfın feshi halinde malvarlığının hangi kuruluşlara devredileceği hususları bulunmalıdır.
Vakıf kurmada bir sonraki aşama Asliye Hukuk Mahkemesine başvurudur. Burada mahkeme vakıf senedini ve vakfa özgülenen malvarlığı değerini inceleyerek vakfın kuruluşunu onaylayabileceği gibi reddedebilir. Mahkemeden onay alınabilmesi halinde vakıflar senedine kaydedilir. Tescil ile birlikte tüzel kişilik kazanılmış olmaktadır.
Vakıf Malları Kime Ait?
Merak edilen konulardan biri de vakıf mallarının kime ait olacağı sorusudur. Vakıf malları, vakfı kuran kişinin malvarlığından çıkarılmaktadır. Vakfa özgülenen mal tüzel kişiliğe ait olmaktadır. Dolayısıyla vakıf malları devletin ya da bir başka kişinin mülkiyetine geçmemektedir. Vakıf malları tüzel kişiliğe ait olmaktadır.
Vakıf Çeşitleri Nelerdir?
Türk Medeni kanununu incelediğimizde, vakıfların ikiye ayrıldığını görmekteyiz. Bunlar mazbut vakıflar ve yeni vakıflardır. Mazbut vakıflar 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi’nin yürürlüğe girdiği tarihten önceki vakıflarken, yeni vakıflar ise 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten sonra kurulmuş olan vakıflardır. Dört farklı şekilde tasnif edilebilen vakıflar; aile bireylerine yapılacak yardımı amaçlayan aile vakıfları, dini amaçlar güden diyani vakıflar, vakıftan yararlanan kişilere ekonomik yarar sağlamayı amaçlayan istihdam edilenler ile işçilere yardım sağlayan vakıflar, gelirlerinin en az yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere özgüleyen kamuya yararlı vakıflardır.
Vakıf Kar Amacı Güder Mi?
Tarafımıza gelen sorulardan ve merak edilen konulardan biri de vakıfların kâr amacı taşıyıp taşımadığıdır. Vakıflar kurucularının belirlediği amaca hizmet etmek maksadıyla bağışta bulunan tüzel kişiliklerdir. Dolayısıyla vakıflar kâr amacı gütmemektedir. Vakıflar, kuruluş amacına hizmet etmek ve vakfa gelir sağlamak amacıyla iktisadi işletme ve şirket kurabilir, kurulmuş şirketlere ortak olabilmektedirler. Ancak bu şekilde elde edilmiş olan tüm gelirler ancak vakfın amacına hizmet edebilmektedir. Bu gelirler kâr amacıyla kullanılamaz.
Vakıflar Nasıl Gelir Elde Eder?
Vakıfların genel olarak gelir kaynakları; vakfedilen malların getirdiği gelirler, bağışlar ve yardımlar, iktisadi işletmelerden elde edilen gelirler ve diğer gelirler olarak sayılabilmektedir.
Vakfedilen mallardan elde edilen gelirler bu malların kira, irat, faiz ve satışlardan elde edilen gelirlerdir. Bağışlar ve yardımlar ise vakıflar gönüllü, zorunlu, vergi gibi belli başlı alınan katkı payları da dahil olacak şekilde gerçek ve tüzel kişilerden bağış ve yardım toplayabilmektedirler. Yukarıda vakıfların amacına uygun olarak şirket kurabileceğinden ya da kurulmuş olan şirkete ortak olabileceğinden bahsetmiştik. Bu şekilde elde edilen gelirler de vakfın gelirine dahil olmaktadır. Tüm bunlarla birlikte son olarak vakıflar amacına uygun olması şartıyla her türlü toplantı, sosyal organizasyon, eğitim, yayıncılık spor, kültür, sanat gibi faaliyetlerden de gelir elde edebilmektedirler.
Dernek ve Vakıf Arasındaki Fark Nedir?
Dernek ve vakıflar benzer amaçlarla kuruluyor olsalar da birçok açıdan aralarında büyük farklar bulunmaktadır. İlk fark kurulurken kişi sayısı ile karşımıza çıkmaktadır. Bilindiği üzere dernekler kişi topluluğu iken vakıflar mal topluluğudur. Bu sebeple dernekler en az 7 gerçek ya da tüzel kişi ile kurulabiliyorken, vakıfların kurulabilmesi için bir gerçek ya da tüzel kişinin bulunması yeterlidir. Derneklerde amaç kazanç paylaşmak değildir. Ancak vakıflar gelir elde edebilirler. Elde ettikleri bu gelirlerin tamamı vakfın amacına hizmet maksadıyla kullanılmaktadır. Yine vakıfların tek zorunlu organı yönetim kuruluyken, derneklerin genel kurul, yönetim kurulu ve denetim kurulu zorunlu organlarıdır.
Vakıflar Vergi Veriyor Mu?
Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınmış olan vakıflar belirli şartları taşımaları ve yükümlülüklerini yerine getirmeleri şartıyla vergi muafiyetinden yararlanabilmektedirler. Bu şekilde vergi muafiyeti tanınmış olan vakıflara yapılan bağışlar Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları uyarınca yıllık beyanname ile bildirilecek olan gelirden ve kurum kazancından indirilebilmektedir. Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınmış olan vakıflar dışındaki vakıfların ise kendi tüzel kişilikleri itibariyle kurumlar vergisi mükellefi değillerdir.
Vakıfların Gelir Kaynakları Nelerdir?
Vakıfların gelir kaynaklarının neler olduğu oldukça merak edilen konulardan biridir. Genel olarak saymak gerekirse vakıfların kira gelirleri, kambiyo gelirleri, nema gelirleri, bağış ve yardım gelirleri, faiz gelirleri, vakıf faaliyetlerinin gelirleri, devletin veya diğer kurumların vakıflara sağladığı destekler gibi gelirler bulunmaktadır. Ancak yukarıdaki başlıklarımızda da bahsettiğimiz üzere vakıfların elde ettikleri gelirler ancak vakfın kuruluş amacına hizmet etmek için kullanılabilmektedir.
Vakfa Özgülenen Malların Mülkiyetinin Kazanılması Nasıl Olur?
Yukarıda da bahsettiğimiz üzere vakfa özgülenen malların mülkiyetinin kazanılabilmesi için öncelikle vakfın yerleşim yeri nezdinde tutulan sicile tescil ile tüzel kişilik kazanması gerekmektedir. Sonrasında vakfın tüzel kişilik kazanmasıyla birlikte vakfa özgülenmiş olan malların mülkiyeti vakfa geçmektedir. Vakfa özgülenmiş olan malların tapuya tescili ise açıklayıcı nitelikte olmaktadır. Çünkü tüzel kişiliğin kurulması ile birlikte mülkiyet vakfa geçmiştir. Tapuya tescilde tescile karar veren mahkeme vakıf senedinin bir örneğini de ekleyerek vakfedilen taşınmazın vakıf tüzel kişiliği adına tescilini tapu idaresine bildirmektedir.
Vakıfların Üyelik Sistemi Nedir?
2008 yılı öncesinde Türk Medeni Kanunu’nun 101. Maddesinin 3. Fıkrasında yer alan “Vakıflara üyelik olmaz” hükmü nedeniyle vakıflarda üyelik kurumu yasaklanmaktaydı. Ancak 17 Nisan 2008 tarihinde Anayasa Mahkemesi’nin AYM, T. 17/04/2008 tarihli E. 2005/14 2008/92 kararı ile iptal edilmiştir. Anayasa Mahkemesi, vakıflara üye olmanın da dernek kurmak gibi bir özgürlük olduğunu, bu özgürlüğün ancak ve ancak Anayasa’da belirtilen sebeplerle ve ölçülülük ilkesi doğrultusunda sınırlanabileceği belirtilmiştir. Bu sayede vakıfların kuruluş ve işleyişinde yeni bir dönem başlamıştır.
Bu gelişmelerin ardından Vakıflar Genel Müdürlüğü, Anayasa Mahkemesinin iptal kararının ardından 2008/14 sayılı genelge ile vakıf senedinde üyelik ile ilgili hüküm bulunan vakıfların üye alımı yapabilecekleri düzenlenmiştir.
Sıkça Sorulan Sorular
Vakıf Nedir?
Vakıf, bir mal topluluğunun ya da bunların gelirlerinin belirli bir amaca özgülenmesiyle oluşan tüzel kişilerdir. Türk Medeni Kanunu’nun 101/1. maddesine göre, vakıflar gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemesiyle oluşturulan mal topluluklarıdır.
Vakıf Nasıl Kurulur?
Vakıf, Türk Medeni Kanunu 101/1. maddesi gereği tüzel veya gerçek kişiler tarafından tek taraflı irade beyanıyla kurulabilir. Vakıf kurma iradesi, noterde düzenlenen resmi senet veya ölüme bağlı tasarrufla açıklanır.
Vakıf Kaç Kişiyle Kurulur?
Vakıf kurmak için minimum kişi sayısı belirlenmemiştir; bu nedenle bir gerçek veya tüzel kişi yeterlidir. Gerçek kişinin vakıf kurabilmesi için fiil ehliyetine sahip olması, ölüme bağlı tasarrufla vakıf kurmak için ise ayırt etme gücü ve 15 yaşını doldurmuş olması gerekir.
Avukat Fatih Tahancı, 2015 yılında Hukuk Fakültesini tam burslu, onur öğrencisi olarak Ankara’da tamamlamıştır. Avukatlık stajını Ankara Barosu nezdinde; sigorta hukuku, tazminat hukuku, iş hukuku, icra hukuku ve idare hukuku konularına odaklanmış çeşitli avukatlık bürolarında staj yaparak tamamlamıştır. Avukat Fatih Tahancı Çankaya/Ankara’da bulunan Tahancı Hukuk Bürosu’nda avukatlık faaliyeti göstermektedir.
Amacim bana ait tasinmaz malin ben oldukten sonra mirascilarim dahil, hicbirzaman hicbirkimsenin sahibi olmasini istemiyorum. Bilindigi gibi, uzun zaman sureci icinde vakif ile ilginelen hicbir kimse hayatta olmayabilir. Bu konuda beni aydinlatabilirmisiniz.
Tesekurler,
Serafettin Canukoglu,
Serefc2000@yahoo.com
Güzel bir çalışma, teşekkür ederiz. Asliye hukuk mahkemesine hangi evraklarla ve senedin, varsa tadilinin kaç nüsha verileceğinin de belirtilmesi gerekir.